Sapık (Psycho) filmini sanırım pek çok kişi hatırlar. 1960 tarihli siyah-beyaz bir korku ve gerilim filmi. Alfred Hitchcock çekmiş. Detaya gerek yok konu özetle sevgilisi Sam ile buluşmaya giden Marion’ un (Janet Leigh) meşhur Bates Motel’ de konaklamak zorunda kalması ile başlıyor. Moteli Norman Bates (Anthony Perkins) adında ve annesiyle saplantısı olan genç bir adam işletmekte. Beraber akşam yemeği yiyorlar ve Marion odasına çekilerek duş almaya karar veriyor. Sonrası tahmin edebilecegiz gibi korku, gerilim vs. Filmi seyredenler duştaki meşhur bıçaklı sahneyi de hatırlıyordur kesin.
Bizim Cunda’ daki Sapık hikayemiz de biraz bunu andırıyor aslında. Bahsetmiştim geldik Cunda Adası’ na otel arıyoruz. Girişteki oteller sarmadı. Ada’ nın diğer ucundaki Ortunç Club’ a gittik. Malum Milli Park içinden geçiyorsunuz. Ormanlık, ıssız bir alan. Ortunç’ a bayılmadık çıktık. Hemen yanında Ada Camping-Motel diye bir tesis var. Hadi göz ucu ile ona da bakalım dedik. Yok olmadı. Çıktık oradan da. Tam çıkışında Mocamp Turizm Ltd. Şti diye koca bir tabela. Hadi dedik buna da girelim. Girdik. Girişte küçük bir ahşap kulübe. İçeriden zayıf bir genç çıktı. Sorduk kalacak yer var mı diye. Bungalowlarımız var. Buyrun gezin dedi. Buraya kadar her şey güzel. Tahmin etmişsinizdir bu genç bizim Norman Bates.
Tesis üç halı sahası büyüklüğünde düz bir alana kurulu. Girişte açık ve kapalı bölümü ile restoran kısmı var. Ortada çocuklar için atlı karınca. Dev ejderha şeklinde duş ve çocuk havuzu sağda. Solda da 11 adet bungalow. Her bungalow’un yanında da birer hamak. Girdik birinin içine. Çok sıcak ama klima var hemen soğuyor. Oda da yatak, televizyon, masa, sandalye, dolap vs. hepsi var. Çok da detaylı bakamadık aslında belki başka şeyler de vardı. Ayrıca tuvalet-banyo da içerde. Gayet temiz ve güzel hepsi. Bungalowun önü üç merdivenle çıkılan veranda şeklinde. Anlayacağınız görüntü süper. Ama tesiste in cin top oynuyor. Loca da neymiş sanırsınız kocam bana beach club kapatmış.
Restoran’ da yaşlıca bir kadın ve bir erkek vardı biz gelirken. Erkek ortadan kayboldu. Bizi gezdiren gence sorduk kalan yok mu. Üç aile varmış da tekne ile tur ayarlamışlar oraya gitmişler, dönecekler falan filan. Ortalıkta araç da yok. Tedirgin tedirgin biz bir de plaj tarafına bakalım diyerek ilerledik. Genç de arkadan bağırıyor. Eğer kalırsanız denize en yakın oda müsait size veririz. Kalanlar neden o odayı seçmemiş diye düşünüyor insan.
Neyse deniz fena değil. İskele var. Merdiven, şezlong vs. tamamdır. Geceliği oda-kahvaltı kişi başı 100 TL. Tamam sakin tatil yapalım diyoruz da bu kadar sakinlik de hiç içimize sinmedi yahu. Dönerken baktım iki yılışık köpek bize doğru geliyor. Girişte gördüğümüz yaşlı bayan da bizi karşılamaya çıktı tam o sırada. Genç çocuk eline bir süpürge almış, kendince restoranın yerlerindeki yaprakları temizliyor. Adı Ayşe imiş teyzenin sonradan söyledi bize tesisi anlatıyor. Üç kişilik grubun tesisten çıkış yaptığını da ondan öğreniyoruz. Yeni grup da geliyormuş. Oldu canım yemezler. Boşnak böreğini, kızartma yağını üç kere kullanıp nasıl attığını, çok temiz olduklarını filan anlatıyor. Biz de her şey açık buyrun girin içeri mutfağı gezin diyor da biz de var mı o göz. Az önce kaybolan amca mutfakta bıçakları bileylemiş bizi bekliyordur kesin.
Cunda’ da akşam yemeği yeyip bakalım sonra geliriz filan diye geveleyerek ayrılmaya çalışıyoruz. Bay Nihat iyi mi diye de soruyoruz bakalım teyze biliyor mu buraları. O da iyi ama Feyzi daha iyi filan diyor. Arkadan genç çocuk ama senin boşnak böreklerin daha iyi değil mi gibi laflar atıyor. Bizse kaçmaya bakıyoruz. İnsana şaka gibi geliyor ama şu gün hala meraktayım kesilmekten mi yırttık acaba diye.
Şimdi nereden geldi aklına diyeceksiniz ama bizim başka bir Psycho hikayemiz daha var. Kocam yeni dönmüş Amerika’ dan. Daha yeni çıkıyoruz o zamanlar. Akla ilk ne gelir sevgilimle filme gidelim. Aldı beni evden. Gittik filme. Adı Pyscho. Bir an şüphelendik ama yok dedik o Sapık değildir bu Sapık. Meğerse film 1960’ lardaki Pyscho’ nun ikinci serisi. Değişik hiç bir şey yok. Biz dahil sinemada 5 kişiyiz zaten. O nasıl sabır. Beşimiz de terk etmedik sinemayı. Her sahne aynı neredeyse. Pek yeni bir şey yok. Hem de film ilkiyle kıyaslanamayacak kadar kötü. Siz siz olun derim sevgilinizi korkup size sarılacak sanıp böyle bilindik filmlere götürmeyin, korkmuyor ve de yemiyor zamane kızları ...
1 yorum:
allah korumus :)
hep derim boyle maceralar da olmaz ise hayatın anlamı olmaz, olsun ki anlatacak, hafızalarda kalacak anılar olsun
Yorum Gönder