Günlerden Pazar. Yeni bir sabah ve biz yine bilindik bir mekana gitmekle, değişik bir mekan keşfetmek arasında bocalamaktayız. Neyse ki değişik yerler görme sevdamız ağır bastı ve kendimizi Emirgan Korusu’ nda bulduk öğlene doğru. Bu kadar yıllık İstanbul’ luyum, Koru’ nun içini ilk defa görüyorum. Ne kadar büyük ve ne kadar yeşil.
30 Ağustos 2010 Pazartesi
28 Ağustos 2010 Cumartesi
Caffee Plus - İstanbul > Maslak
Hiç aklıma gelmezdi blogumda bir hastane kafeteryası hakkında yazı yazacağım. Ama işte o da oldu. Allah düşürmesin diyorum ama olur da düştünüz ya da bizim gibi evinize yürüme mesafesinde, Acıbadem Grubu’ nun yeni hastanesi Acıbadem Maslak içindeki Caffee Plus’ a gidebilirsiniz.
26 Ağustos 2010 Perşembe
Juke Box - İstanbul > Maslak
Avrupa yakasına taşınınca İstinye Park’ a yolumuz daha sık düşer oldu. Herkes oradaki her yeri bizden daha iyi biliyordur kesin ama ben yine de hiç bilmeyenler için Juke Box’ ı hem de Ramazan ayında öneririm.
23 Ağustos 2010 Pazartesi
Timothy s Cafe - İstanbul > Yeniköy
Karı koca pek severiz yeni yerler keşfetmeyi. Anadolu yakasında otururken keşfettiğimiz Ajia Otel, kararsız kaldığımız sırada sabah kahvaltısı için gittiğimiz en banko yerdi. Ancak neredeyse 4 aydır Avrupa yakasındayız. Bu Cumartesi de evden yine nereye gideceğimize karar vermeden çıktık ve Timothy’s Cafe’ yi keşfettik.
21 Ağustos 2010 Cumartesi
Tarkan Bianca Beach Konseri - Bodrum > Gümbet
Tarkan’ ın sesini çok severim. Sahne enerjisi, dansı pek hoşuma gider. Kesin bir konserine filan gittiğimi sanacaksınız ama kendisini bir kere bile canlı olarak sahnede izlemiş değilim. Düşünceli kocamın müthiş sürprizi olmasa, izleyeceğim de yoktu zaten.
17 Ağustos 2010 Salı
Richmond Nua – Adapazarı > Sapanca
Başka yazılarımda da bahsetmişimdir, bizim gibi çocuksuz evli çiftlere hitap eden otel bulmak pek kolay olmaz ülkemde. Benim de tecrübe ettiğim, bir Hillside Beach Club’ daki “Adult Beach” (Yetişkin Kumsalı) var bir de Richmond Nua.
Kaktüs Çiçeği Otel – Bodrum > Göltürkbükü
Kaktüs Çiçeği Otel Bodrum seyahatimizdeki son duraktı. Göltürkbükü girişinde küçük sevimli bir tesis. Otel denize sıfır. Tatilimizin son iki günü için yeni bir otel ararken internette bulduk bu oteli. Öyle tavsiye ile filan da gitmedik ama o yakınlarda otel arayanlara tavsiye ederiz. İşletmecisi Neay hanım ve Fransız eşi çok tatlı insanlar. Tatlı da bir kızları var.
15 Ağustos 2010 Pazar
Aquarium Balık Restoranı – Bodrum > Gümüşlük
Bodrum’ da en güzel balık Gümüşlük’ te yenir derler de bizim gibi seyahate apar topar çıkanlar artık ne bulursa onu yer gibi oluyor. Neyseki Bodrum seyahatimizdeki son gecemizde, Gümüşlük’ e gittik ve sahile inerken sağdaki ilk restoran olan Aquarium’ da bir haftalık tatilimizin en güzel balığını yeme şansına eriştik.
13 Ağustos 2010 Cuma
Mar Otel - Bodrum > Turgutreis
Son dakika, planlama yapamadan çıktığımız Bodrum yarımadası tatilimizin ilk durağı olan Mar oteli Butik Oteller 2010 kitabından bulduk. Denize sıfır ve küçük şirin bir otel Mar. Turgutreis merkezden araç trafiğine kapalı Şevket Sabancı caddesini takip ederseniz Şevket Sabancı villasına gelmeden önceki ilk otel diyebilirim. Önüne aracınızı da rahatlıkla park edebiliyorsunuz.
Dalyan Club Açık Hava Sineması - Fenerbahçe
Haziran ayının sonunda ekibimden bir arkadaşımın düğün töreni için gitmiştik Dalyan Club’ a. Havuzun yanındaki çimenlik alanda koca bir beyaz ekran vardı. Düğünde gösterdikleri barkovizyon gösterisini niye bu büyük ekranda göstermiyorlar diye düşünmüştük o an ama demek ki sadece sinema gösterimi için kullanıyorlarmış o ekranı.
Funda Arar – Turkcell Kuruçeşme Arena
Turkcell Kuruçeşme Arena konserlerinde Yaşar’ dan başka, fırsat bulup Funda Arar’ a da gittik. İlk gece son 15 dk da konsere gelince kokteyl tarzı masaya dayanmış şekilde, tüm konseri ayakta dinlemiş olmanın da acısıyla 45 dk önce içerdeydik bu sefer. Dokuzu biraz geçe başlayan konserin konsepti 70’ li 80’ li yılların meşhur parçalarıydı. Funda’ nın sesi ile birleşince nasıl harika bir gece geçirdiğimizi anlatmama gerek yok sanırım.
6 Ağustos 2010 Cuma
Herşey nasıl başladı ?
Blog maceram tatilde kaldığımız tesisi, yemeklerini, huzurlu ortamı ve denizi çok beğenmemle başladı. Keşke bunları bir yerlere yazabilsek diyordum sahilde güneşlenirken. Çocuksuz evli çiftlerin tercih edebileceği mekanları bulmak hiç de kolay olmuyordu tatil planlarken. “Neden sen yaz mıyorsun” dedi kocam o en destekleyici haliyle. Yazmaya teşvik etmekten çok mızmızlanmalarımdan kurtulmaktı belki asıl amaç ama olsun.
İşte karşınızdayım...
İşte karşınızdayım...
5 Ağustos 2010 Perşembe
İzmir - İstanbul uçuşu
İzmir’ den İstanbul’ a uçakla kaç saatte gidilir diye sorsanız, herkes 40 ile 50 dk arasında bir şey söyler. İzmir dediğiniz hemen şurası. Hop kalkıyorsun, hop iniyorsun. Hosteslerin servisleri toplamaya bile zor fırsatları oluyor diyorsunuz ama siz yine de bu 50 dk olayına güvenerek program yapmayın.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)