18 Ekim 2010 Pazartesi

Trafik çilem

Kendim ettim kendim buldum. İnsan eder mi demeyin, evet eder ve de bulur. Herşey Anadolu yakasında, şehrin trafikten en az etkilenen semtindeki dairemizden taşınmak istememle başlamış meğerse, şimdi daha iyi anlıyorum. Taşınmayı çok istesem de Avrupa yakasına taşınmayı istemiyormuşum. Geç de olsa anladım.

Ne kadar da mutluymuşum Anadolu yakasında. Yazın daha iyi oluyordu tabi ama kış mevsiminin en beter gününde bile taş çatlasa bir saat içinde evden çıkıp işime giderdim. Akşam iş çıkışı da çok farklı olmazdı yollar. O zamanlar oturduğum semtin Kandilli, iş yerimin de Altunizade civarında olmasının bunda bir katkısı olmuş olabilir tabi ama haticeye değil neticeye bakmak gerekir. Avrupa yakasına taşınınca bir saat gidiş bir saat dönüş hiç bir zaman iki saati geçmeyen şehiriçi seyahatlerim (!) şimdi en az iki saat. Şehirlerarası seyahat sanki. Tahmin etmiyor muydun diyecekseniz. Etmez olur muyum; tabii ediyordum da; insan bu kadar kötü olabileceğini edemiyor. Her gün en az iki saatimi, milim milim ilerleyen bir trafikte geçiriyorum. Başlarda yeni ve daha büyük bir daireye taşınmış olmanın keyfiyle pek aldırış etmedim. Hele de yaz aylarını çok kolay atlattım. Ne zaman ki okullar açıldı. İşte bence o gün bende film koptu.

İçimde hep bir umut oldu tabi. Her seferinde bu sefer sanki biraz daha iyi dedim kendime. Ama bu biraz da alışmakla ilgiliymiş. Aksine hiç daha iyi olmadı. Hatta her geçen gün beter oldu. Kendi kullandığım araçla işe gittiğim için bir şey okuma şansım da yok. Yol boyu kanal kanal radyoları dolaşıyorum. Bir süre sonra da zaten hepsi aynı geliyor. Haberleri dinle dinle bir süre de öyle idare ettim. Ancak iş stresi, trafik yoğunluğu filan derken insan bir zaman sonra haberlerden de bunalıyor. Kocamın yolda dinlersin diye doldurduğu CD de bir hafta dayandı.

Sadece 24 saatin olduğu bir günde, 2 saat yol için, öğle arası dahil 9 saat iş için, benim gibi birine 8 saat de uyku için, etti mi size 19 saat. Kalan 5 saatte de 1-2 saat mesai, 1 saat yemek, 1 saat duş vs. derken kalan son 1 saatte de uykusu geliyor insanın. Kendim ettim kendim buldum ya sesim de çıkamıyor kocaya. Trafiği hiç küçümsemeyin derim ben. En harika dairede otursanız bile, trafikte kaybettiğiniz zamana da değmiyor bence...

Hiç yorum yok: