Kavacık’taki Manzara Restoran’a, yerini
öğrendikten sonraki altı yıl süresince herhalde en fazla altı kere gitmişimdir.
Anlayacağınız mekan hakkında bir şeyler yazmaya fırsatım olmamış. Diyebilirsiniz
o zaman şimdi neden yazıyorsun. Takip edenler bilir dünkü yazımda Limak Eurasia
Luxury Hotel’ de alınacak masaj sonrası fasulye turşusu eşliğinde kuru fasulye,
pilav ziyafeti çekersiniz diyeceğim de neden diyemediğimi de bir sonraki
yazımda okursunuz artık demiştim. İşte o bir sonraki yazı bu.
Bu kısa detaydan sonra neden yılda birden
fazla gitmediğimize gelecek olursak, her gidişimizde niye geldik oluyoruz ister
istemez. Yemek, ortam güzel ve bizi hiç rahatsız etmiyor ancak üst kat, hoş alt
katta aynı durumda, vadiye doğru eğimli bir zemine sahip ve sırf yürüme ile
bile taban sarsılıyor yapının taban malzemesi yüzünden. Her an bir yıkılıyoruz,
uçuruma kaydık galiba hissi.
Yemeği nasıl yedik; çayı nasıl içtik belli değildi
Koca ile son gidişimizde. Bir yandan yemek yerken, bir yandan da halimiz ile
dalga geçiyorduk. Oturmuşuz her an yıkılabilir burası niye geldik filan
diyoruz. Ertesi gün manşetlerdeyiz, alt tarafı beş metre uçuruma düşeceğiz,
ölmeyiz ama yaralanırız filan diye kendimizle dalga geçiyoruz. Koca da merak
etme düşerken ben seni tutarım filan diyor. Arada stresim azalsın diye de
garsonla sohbet ediyorum. Siz hiç korkmuyor musunuz diyorum adama. Yıkılmaz mı burası
? Adamcağız yok hanımefendi burası uzun yıllardır böyle, çok sağlam diyor.
Haklıdır, uzun yıllar değilse bile en az 6 yıldır sağlam biz de biliyoruz ama işte
orada otururken insana nedense yıkılacak gibi geliyor. Yine de gitmeye değer
kuru fasulyesi için. Eğer korkarsanız hemen yiyip kalkarsınız nasılsa ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder