Yazmayayım yazmayayım diyorum. Olmuyor. Yazmazsam çatlayacağım. Eminim herkesin özel hikayeleri vardır eve temizliğe gelen yardımcı kadınlarla. Benim de, maaşallah her biriyle ayrı güzellikte bir hikayem var. En güzelleri -belki de en tazeleri olduğu için- sadece 3 haftadır evime temizliğe gelen kadınla. Biz ona şimdilik Sadıka diyelim.
Sadıka geleli daha üç hafta oldu ama bu süre bana bir ömür gibi geldi maalesef. Kocanın, yenisini bulmadan bunu göndermek yok ultimatomu yüzünden de, yerine yeni birini bulana kadar bizimle. Yoksa, 6 yıllık evliliğimiz boyunca seyahate gittiğimiz yerlerden aldığımız canım buzdolabı magnetlerimizi 65 derecede bulaşık makinesinde yıkadığı an bizdeki mesaisi bitmişti.
Sadıka geleli daha üç hafta oldu ama bu süre bana bir ömür gibi geldi maalesef. Kocanın, yenisini bulmadan bunu göndermek yok ultimatomu yüzünden de, yerine yeni birini bulana kadar bizimle. Yoksa, 6 yıllık evliliğimiz boyunca seyahate gittiğimiz yerlerden aldığımız canım buzdolabı magnetlerimizi 65 derecede bulaşık makinesinde yıkadığı an bizdeki mesaisi bitmişti.
Tavsiye üzerine kendisine ulaştığım Sadıka ile telefonda Cumartesi günü gelmesi şeklinde anlaştık 1 ay önce. Geleceği Cumartesi sabah gözümü yeni açmışım; gel beni al diyor telefonda. Normalde bunda bir terslik yok ilk sefer için ama bizim daire tam caddenin üstü. Bulunduğu yerden görünüyor. Telefonda zorla ikna ettim, tarif ettim ve tek başına gelebildi neyse. Tanışalı bir dakika bile olmamış, kapıdan girerken ilk cümlesi, kahvaltı etmedim, bana birşeyler hazırlar mısın. Tabii neden olmasın.
Sizli bizli konuşma zaten yok senli benliyiz kendisi ile. Bir de emir kipini seviyor Sadıka. Yaşı da benim kadar, öyle büyük filan sanmayın. İlk gün insan herşeyi eleştirip, şunu değiştir, bunu al, bunu getir der mi. Sadıka der. Yeni ütü masası al, bunun tahtası kısa. Sen bu viledayı değiştir zaten kırık -sopasını çıkarırken o kırdı aslında-. Görseniz o patron ben hizmetkar. İstekler, sorular bitmiyor. Öğlen ne yiyeceğim. Nescafe yok mu. Sen bana nescafe al. Gün boyu sürekli bir konuşma. Gittiğim her evde anahtar verirler bana. Çok güvenilirim. Yol paramı da isteyeceğim. İnsan, daha ilk gelişin be Sadıka, biraz sus da çalış demek istiyor ama maaşallah ikisini de birlikte götürüyor. Eli biraz sert olduğu için ufak tefek hasarlar yaratıyor ama evine kadın gelenler bu tarz şeylere hemen alışıverir, bana da normal geliyor.
Sadıka gömlek kolunda çizgi istemem diyorum ütüde. Sadıka’ dan cevap "Aa sende iş çıkarıyorsun şimdi. O zaman iş uzar. Gömlek kolu böyle çizgili ütülenir." Yahu keyfimin kahyası mısın. Günlüğüne para veriyorum. İsterse bütün gün ütü sürsün ama çizgi olmayacak. İkna oldu mu emin değilim. Temizlikçi kadınların en zor tarafı bu zaten. Kendi düzenlerini size empoze etmek istiyorlar. Hafta boyunca farklı evlere gittikleri için hepsinde ayrı bir düzen olsun istemiyorlar sanırım.
Verandamız var hortumla yıkadı ilk hafta. İkinci hafta bahçede su yok. Kova ile yıka o zaman Sadıka dedim. Sadıka’ dan cevap "Aa öyle çok zor". Sorarım sana Sadıka, eskiden hortum mu vardı. Hep verandalı, bahçeli ve hortumlu evlere mi gidiyorsun yoksa. Balkonlu evlerde de hortumla mı yıkıyorsun balkonu.
Sadıka’ nın ilk gelişinde –bir önceki kızın yerine yenisi bulmak 2 haftamı aldı- evde iki günlük iş vardı. Her şey bitsin istediği için sanırım, ben salonun yerlerini silerken sen de toz alırsın dedi bana. İşte orada film koptu bende. Ama suç bende. Biraz daha fazla iş yapabilsin ve ev toparlansın diye ütülediği eşyaları yerleştirince yüz buldu tabi. Aklım başıma geldi ama nafile, kaptırdık hakimiyeti ilk günden Sadıka’ ya.
Bunlar sadece üç hafta içinde yaşananlardan hafızamda yer edenler. Daha neler göreceğiz kimbilir. Bu arada bazı olayları biraz abartıyor olduğumu düşünüyor, yok artık canım diyor olabilirsiniz; eğer öyle diyorsanız bence siz evinize yardımcı bir kadın hiç almamışsınız...
1 yorum:
Haaaa haaaaa
hepimizde var o anılardan
Serpil
Yorum Gönder