Siz hiç Eskişehir' e gittiniz mi ? Ben gitmemiştim, en azından bu seneye kadar. Gidip de döndükten sonra da kendi kendime dedim ki "yahu niye gitmemişim bu kadar senedir".
Aslında geçen sene Cumhuriyet Bayramı' nda aklımıza düşmüştü Eskişehir' e gitmek ama sonra programı değiştirip Bursa' ya gitmiştik. Kısmet bu yılın Şubat ayınaymış. Giderken biraz çekindik soğuk olur diye. Hayli de soğuktu ama biz yine de çok keyif aldık iki günlük Eskişehir gezimizden. Tabii ki size baharda gitmeyi şiddetle öneririm.
Eskişehir' e gitmenin bence en güzel tarafi Bursa gibi araç kullanmadan da şehre ulaşabilmek. Haydarpaşa' dan trenle üç - dört saatte varıyorsunuz şehre. Trenler temiz, rahat. Orada da tercihinize göre araç kiralayarak veya bir tur şirketi ile anlaşarak iki gün boyunca şehri gezip, sadece bir gece konaklayarak Pazar akşamı çok geç olmadan evinize dönebilirsiniz. Şehrin en hoşuma giden tarafi neredeyse her yere tramvay ile ulaşabiliyor olmanız. Bu da şehre Avrupa' lı bir hava katmış.
Şehri anlatmayayım. Gidip görmek lazım. Ama sakın Anadolu Üniversitesi kampüsünü, orijinal Devrim arabasını, Korsan gemisini, Opera binasını, Japon Bahçesi' ni, Taşkonağı ve meşhur kum plajını görmeden, Porsuk Çayı' nda kısa bir bot gezintisi yapmadan, lületaşından yapılmış bir ürün almadan ve çiğ böreği, su muhallebisini tatmadan dönmeyin Eskişehir' den.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder