Bugün düşündüm de evi otel gibi kullanmışım geçtiğimiz üç hafta boyunca. Sabah evden yedi ile sekiz arası bir saatte çıkmışım. Eve geliş saatlerim ise akşam dokuz buçuk ile onbir buçuk arasında değişmiş bu dönemde. Kocamdan çok, iş yerindeki arkadaşlarımı görmüşüm. Koca' yı da "otele" pardon "eve" aynı anda denk gelirsek görmüşüm. Bu süre de toplasanız üç hafta boyunca on saati geçmez herhalde.
28 Ekim 2010 Perşembe
18 Ekim 2010 Pazartesi
Trafik çilem
Kendim ettim kendim buldum. İnsan eder mi demeyin, evet eder ve de bulur. Herşey Anadolu yakasında, şehrin trafikten en az etkilenen semtindeki dairemizden taşınmak istememle başlamış meğerse, şimdi daha iyi anlıyorum. Taşınmayı çok istesem de Avrupa yakasına taşınmayı istemiyormuşum. Geç de olsa anladım.
10 Ekim 2010 Pazar
Neden Atamıyorum ?
Evet atamıyorum. Herkes mi benim gibi mi bilemiyorum ama evet ben atamıyorum. Neyi atamıyorsun diyeceksiniz. Giyecek, yiyecek, biblo, ilaç, kitap, defter, kalem, hediye paketi, hediye kutusu aklınıza ne gelirse artık.
10 Ekim 1970 Cumartesi
Bizimkiler bundan tam 40 yıl önce evlenmişler. 40 yıl dile kolay. İnsana söylerken bile ne kadar uzun geliyor değil mi ? Acaba yaşanırken de o kadar uzun geliyor mudur insana ? Hiç sanmam.
9 Ekim 2010 Cumartesi
Sumahan Otel - İstanbul > Çengelköy
Kocamla yıllar önce gittik biz Sumahan Otel' e. Benim için sürpriz olduğundan belki -bir gün o sürprizi de yazarım - , ben de özel bir yeri vardır bu otelin aslında. "Sumahan on The Water", Çengelköy' de, Boğaz' ın kıyısında hayli küçük sayılabilecek ve adı gibi suyun üzerinde bir butik otel.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)